Tereyağı üretimindeki %35,7’lik büyüme ise tarihi bir rekor olarak öne çıktı. Türkiye’de süt ve süt ürünleri sektörü, Kasım ayına ait verilerle dikkat çekici bir performans sergiledi. Ticari süt işletmeleri tarafından toplanan inek sütü miktarı, Kasım ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre %10,6, Ocak-Kasım döneminde ise %10,1 oranında arttı.
Kasım Ayı Verileri
Kasım ayında süt ve süt ürünleri üretiminde geniş çaplı bir artış yaşandı:
- Tereyağı üretimi: %35,7 artış ile rekor seviyeye ulaştı.
- İnek peyniri üretimi: %5,8 artışla büyümeye devam etti.
- Ayran üretimi: %6,5 artışla yükselişini sürdürdü.
- Yoğurt üretimi: %1,6 artış gösterdi.
- İçme sütü üretimi: %1,9 oranında artış kaydetti.
Ocak-Kasım Dönemi Performansı
Yılın ilk 11 ayındaki büyüme rakamları, sektörün genel yükseliş trendini ortaya koyuyor:
- Tereyağı üretimi: %15,2 artışla lider konumda.
- Ayran üretimi: %12,6 artış gösterdi.
- İnek peyniri üretimi: %6,2 yükseldi.
- Yoğurt üretimi: %6,8 artışla dikkat çekti.
- İçme sütü üretimi: %3,9 oranında büyüme kaydetti.
Süt ve Süt Ürünlerinin Sektördeki Düşüşleri
Her ne kadar yıllık bazda büyüme rakamları öne çıksa da, aylık bazda bazı düşüşler gözlendi:
- Toplanan inek sütü miktarı, bir önceki aya göre %2,7 azalarak 896 bin 257 ton oldu.
- İçme sütü üretimi, bir önceki aya göre %1 oranında azalarak 143 bin 604 tona geriledi.
Tereyağındaki Rekor Ne Anlama Geliyor?
Tereyağı üretimindeki %35,7’lik artış, hem yerel talebin artışı hem de ihracat pazarlarında büyümenin bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. Uzmanlar, tereyağı üretiminin artışında mevsimsel etkilerin yanı sıra, artan süt arzının ve işlenmiş süt ürünlerine olan yüksek talebin etkili olduğunu belirtiyor.
Süt ve Süt Ürünleri Sektörünün Geleceği
Bu veriler, Türkiye’nin süt ve süt ürünleri sektöründe küresel rekabet gücünü artırdığına işaret ediyor. Tereyağı üretimindeki ivme, ihracat odaklı büyümeyi desteklerken, diğer süt ürünlerinde de sürdürülebilir büyüme bekleniyor.
Süt ve Süt ürünleri sektörü, genel olarak güçlü bir performans sergilerken, aylık bazdaki düşüşler dengesiz bir büyüme riskine işaret ediyor. Bu doğrultuda, hem iç pazar talebini güçlendirmek hem de dış pazarlarda sürdürülebilir bir büyüme sağlamak adına sektörün desteklenmesi büyük önem taşıyor.